Uzun zamandır yazamıyordum bugün eski yazılarıma bir göz attım hepsi nasıl bir heyecanla nasıl bir duygu yoğunluğu ile yazılmış samimiyetim km öteden hissedilir olmuş.
Evet evleneli tam olarak 9 ay 13 gün oldu.Ve sevgili takipçilerim hamileyim 32+2 (7 aylık) oğlumuz olacak,erken değil sevgili okur neden erken olsun onun gelmesini heyecanla bekliyoruz.Bu arada sağ taraftan ufak ufak tekmeler atıyor hissediyorum galiba benim paşam ondan bahsettiğimi bu arada Allah isteyen herkese nasip etsin İnşallah harika bir duygu hazırlıklara da başladık ufaktan evimiz küçük olduğu için 85 m2 kadar :) malesef çocuk odası yapamıyoruz.İleride ona çok güzel bir oda yapacağız hem de onunla birlikte büyüsün biraz biz de belki o zaman daha geniş bir eve çıkarız.Nasip kısmet diyelim, İsim konusu var bir de hala karar veremedik isminin ne olacağını da ayrıca merak ediyorum.Bu ara bir heycan bir merak sormayın gitsin,Geçen gün jokerden reflü yastığı ve anne-bebek çantası aldım bekliyorum gelsin nasıllar hep beraber görürüz.Turuncu kasadan mustela pişik kremi,hepsi burada dan bioder şampuan,Bayb mall dan bugünde bir kaç parça alışveriş yaptım.N11 den de ariel bebek deterjanı aldım.Eksiğimiz var ama zamanımız da var parça parça alıyoruz artık.
Sevgilerimle
Mia Luce Purple,
18 Ağustos 2017 Cuma
31 Ocak 2017 Salı
DIŞ ÇEKİM - AHMET KÜÇÜKKARA PHOTOGRAPHY
Dış çekimi düğünden sonra yaptırmayı tercih eden bir çiftiz düğünde saçlarım yarı topuzdu çekim için maşalı salık ve çiçek detayı kullandım makyajım çiçeklerime uygun tonlarda yapıldı.
Biz dış çekim için ahmet.kucukkara 'yı tercih ettik Urla ve Çeşmede yapıldı çekimlerimiz havanın soğuk olması biraz kastı bizi ama genel anlamda harika bir çekimdi.
30 Ocak 2017 Pazartesi
Yarışma Başlasın
Merhaba blogumu ve beni twiterda takip edip,bu yayının altına katıldım yazan bir takipçime kitaplığımdan 3 adet kitap hediye etmek istiyorum.Ayrıca aşağı linkte bulunan gizligizli ve denebunu liklerine üye olarak şubat ayında bedavaya kargo ücreti bile ödemeden sürpriz hediyeler kazanabilirsiniz.
twiter adresim purple_pangae hadi tık tık bekliyorum sizi
Bir yudum kitap
Merhaba,gününüz güzel geçsin,
bir yudum kitaptan bahsetmek istiyorum.Her gün küçük okuma mailleri ile beni mutlu eden bazen durup düşünmememi sağlayan bunca koşuşturmaca telaşta kitap okumaya fırsat bulamayan metropol insanının kurtarıcısı içinize küçük bir yolculuk yapmak isterseniz biryudumkitap 'a bilgilerinizi bırakabilirsiniz sizi her sabah başka bir rüzgarla selamlayacaklarına emin olabilirsiniz. 5 dakikalık pasajlarla günü başlamak isteyen ? Aynı zamanda bu pasajları sevdiklerinizle paylaşabiliyorsunuz
Bugün bana gelen maili paylaşmak istiyorum sizinle,gelin hep beraber okuyalım..
İnsan; sıradanlıktan, "ötekiler"den, bunalmaktan ve saireden yakınır da, hiçbir şeycik yapmaz. Anthony Burgess,
"Pencereyi açın da içeri temiz hava girsin, taze fikirler girsin, yeni bir hayat tarzı girsin." der. Bu sabah, şu kokuşmuş dünyanın penceresini açıverin sevgili okur. Açıverin de güzellik dolsun içeriye. Var olun.
bir yudum kitaptan bahsetmek istiyorum.Her gün küçük okuma mailleri ile beni mutlu eden bazen durup düşünmememi sağlayan bunca koşuşturmaca telaşta kitap okumaya fırsat bulamayan metropol insanının kurtarıcısı içinize küçük bir yolculuk yapmak isterseniz biryudumkitap 'a bilgilerinizi bırakabilirsiniz sizi her sabah başka bir rüzgarla selamlayacaklarına emin olabilirsiniz. 5 dakikalık pasajlarla günü başlamak isteyen ? Aynı zamanda bu pasajları sevdiklerinizle paylaşabiliyorsunuz
Bugün bana gelen maili paylaşmak istiyorum sizinle,gelin hep beraber okuyalım..
İnsan; sıradanlıktan, "ötekiler"den, bunalmaktan ve saireden yakınır da, hiçbir şeycik yapmaz. Anthony Burgess,
"Pencereyi açın da içeri temiz hava girsin, taze fikirler girsin, yeni bir hayat tarzı girsin." der. Bu sabah, şu kokuşmuş dünyanın penceresini açıverin sevgili okur. Açıverin de güzellik dolsun içeriye. Var olun.
|
|||||
|
Fİ Akilah Azra Kohen Kim Bu Can Manay
BU KİTAP HERKES İÇİN YAZILMADI-KİM BU CAN MANAY ?
Azra Kohen… İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema ile Ottawa Üniversitesi Üçüncü Dünya ülkelerine yardım ekonomisi bölümlerinden mezun çiçeği burnunda bir yazar. Okuyucuya içsel yolculuğun kapılarını açan üçlemesi Fi, Çi, Pi’in ilk durağı Fi’dir. “Fi ile çıkılan yolculuğun tek durağıdır Çi. Sadece farkındalığa giden, değiştiren, mutlaka geliştiren bir yoldur bu ama sunduğu seks, macera, intikam, ihtiras sizi aldatmasın, zordur” diyor yazar. Kohen, verdiği bir röportajda ise Fi’nin yazılış amacını, ”Çaresizlik ve ihtiyaç. Çaresizlikten doğdu Fi. İzlemek zorunda bırakıldığım adaletsizliği engelleyebilmek için o kadar çaresizdim ki nerdeyse savaşa girecektim ve sonunda savaştığım o iğrenç şeye dönüşüp kesinlikle kaybedecektim, çünkü savaşlar savaşılarak kazanılmıyor, maalesef o kadar kolay değil. Ve ihtiyaçla büyüdü Fi, çünkü yazdıkça bir terapi gibi onardım kendimi.” diye tanımlar.
Yazara göre dünya büyük bir karmaşa içinde. Fakat bu karmaşanın nedeni ne eğitim, ne işsizlik ne de parasızlık. Ona göre annelerin çok büyük bir hatası var. Özellikle çocuklarını aşırı korumacı yetiştiren anneler, çocuklarına kimlik bilinci yüklemeyerek bireyselliğe erken yaşta uyanmalarını engelliyorlar. İşte bu kitap farkındalığını ortaya çıkarmaya çalışan dört ana karakter etrafında şekillenmiş bir eserdir. Kitabın ana karakterlerinden biri Can Manay… Ülkede çok ünlü ve zengin bir psikolog. Televizyonlarda program yapıyor ve özel seanslarında kendine özgü tarzıyla ünlü. Acımasız ve takıntılı bir avcı. İstediği ve açlığını çektiği şeyi elde etme pahasına her şeyini gözden çıkaracak kadar hırslı biri. Beraber olduğu kadınlarla buluşmasında rahatlık sağlayacak bir ev almak ister. Satın almak istediği eve bakarken yan evin bahçesinde dans eden bir kadın görür. Kelimenin tek anlamıyla çarpılır. İşte ondan sonra ‘bu benden de öte bir tutku’ diyerek tanımladığı dansçı Duru’ya aşkı başlar. Onu elde etmek için kendini kaybeder ve tüm kariyerini kaybetmek pahasına Duru’nun peşinden koşar. Fakat önünde çok büyük bir engel vardır. Kendi yeteneği altına ezilen bir müzisyen olsa da gayet karizmatik ve yakışıklı müzisyen Duru’nun sevgilisi Deniz. Bu yeteneğinin altında ezilmemek için kendini esrara veren yetenekli bir müzisyen. Can Manay, Duru’ya yakın olmak için bu evi satın alır. Birkaç kere çiftleri yemeğe davet eder. Duru en sonunda Can Manay’ın kendisine olan ilgisini fark eder, fakat Deniz’e olan aşkı ağır basar. Rahatsız olsa da bu durumdan Deniz’e bahsetmez. Fakat son zamanlarda Deniz’in esrara bu kadar çok bağlanmasından o kadar rahatsız olur ki aşklarında bir çatlaklık oluşur. Duru’ya olan bu ilgisi Can Manay’ı o kadar çok mahveder ki, sırf yakın olmak için projesi Deniz’e ona ait olan konservatuar açma teklifi götürür. Üniversitede hoca olan Deniz bu fikre o kadar çok sevinir ki, kafasında hazır olan projeyi gerçekleştirmek için hemen kolları sıvar. Diğer taraftan Can’ın Duru’ya olan ilgisini hiçbir şekilde fark etmez. Deniz’in bu tavrından Duru çok rahatsız olur. Ve Can Manay hiçbir şekilde Duru’dan vazgeçmez. Kendini kaybetme pahasına peşini bırakmamaya devam edecektir...
Romanın diğer ana karakterlerinden biri de Özge’dir. Köşeye sıkıştırılmış olsa da, potansiyelini kullanarak bu savaşı kazanmaya çalışan bir savaşçıdır. Can Manay’a istemediği bir soru sorulunca piyasada istenmeyen bir gazeteci olmuştur. Yine de yenilmez ve bu basın aleminin en başındaki kişiyle irtibata geçer. İnsanların sahte yüzlerini ortaya çıkaran ‘Darbe’ adında bir magazin dergisi çıkarır. Yine de Özge sansürlenmeye devam edecektir. Asla yenilmez ve savaşına devam eder...
Kitabın en sevilen ve en bilgece konuşmalar yapan dördüncü karakterimiz Bilge’dir. Şansız doğmuştur, fakat yine de hayatta kalmayı başarmıştır. Annesi yoktur. Doğru adında otistik bir abisi vardır. Can Manay’ın psikoloji sınıfından oldukça başarılı bir öğrencidir. Başkalarına ödev yaparak geçinmeye çalışan sıradan bir öğrencidir başlarda. Sonra Can Manay’ın danışmanı olarak yaşamaya devam eder. Ve sonra Can Manay’ın yaşam enerjisi olur. Ama nasıl?
Deniz'in oldukça yetenekli ve tüm yaylı çalgıları çalabilen bir öğrencisi var: Ada... Yeteneğine rağmen oldukça silik bir tip ve deli gibi Deniz'e aşık. Gösterişli biri olmadığından dolayı hiçbir erkek tarafından fark edilmez. Onu sadece tek bir kişi fark eder: Göksel. Oldukça iri yapılı konservatuarda öğrenci bir balet. Şans eseri Ada'nın müziğini dinlediğinde ona hayran kalır ve sapkınlık derecesinde Ada'ya bağımlı olur.
Bu kitap herkes için yazılmadı, der kitap. Farkındalığın ne kadar önemli olduğunu, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, (.............) asıl değerli olanın bizim için önemsizleştirilmeye çalışıldığını fark etmiş ya da fark etmeye hazır herkes için yazıldı, gerisiyse hikaye, der.
İnsanlar, anlaşılması için vardır metaforunu savunan kitabın kalınlığı sizi hiçbir şekilde vazgeçirmesin. Eminim Pi’yi de okuduktan sonra şu kanıya varacağız: Bir birey dahi doğru davranarak dünyayı değiştirebilir. Son olarak söyleyeceğim, kitabı okuyun ve tarafınızı seçin. Sizin için mi yazıldı bu kitap?
Akilah Azra Kohen yada diğer adıyla Azra Sarızeybek Kohen Çi, Fi, Pi üçlemesinin ikinci kitabı olan Fi okurlarına hayatın içinden dört farklı karakterin hikayesini sunuyor.
Fi, gerçek anlamda kusursuz güzellik ile ilgili geometrik ve sayısal bir orana verilen bir isim. Daha sonra güzelliği içeren Mimarlık ve Sanat dallarında da sık sık kullanılmaya başlamış gizemli bir sayıdır. Romanda da sürekli aşkta ve hayatta kendi Fi sayısını arayanlar anlatılıyor.
Canan Manay kafasına taktığı şeyi elde etmek için her şeyi yapmaya hazır biridir. Özge ise kendini sadece köşeye sıkıştığı anlarda, umutsuzluk içinde bulan bir karakterdir. Deniz, mükemmel bir müzisyendir fakat o kendini buna layık görmez ve kariyerinin altında ezilmeye başlar. Bilge ise kaderin gülmediği, hayatta hep şansızlık ile yürümek zorunda kalan bir isimdir.
Fi romanında hayata dair her şeyi bulmak mümkün. Aşklar, aldatmalar, arzular, lanetler, hayal kırıklıkları, zeka oyunları… Kitabın en güzel tarafı da burada ortaya çıkıyor. Akilah Azra Kohen ince zekası ile roman tadında bir kişisel gelişim kitabı sunuyor.
Azra Kohen… İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema ile Ottawa Üniversitesi Üçüncü Dünya ülkelerine yardım ekonomisi bölümlerinden mezun çiçeği burnunda bir yazar. Okuyucuya içsel yolculuğun kapılarını açan üçlemesi Fi, Çi, Pi’in ilk durağı Fi’dir. “Fi ile çıkılan yolculuğun tek durağıdır Çi. Sadece farkındalığa giden, değiştiren, mutlaka geliştiren bir yoldur bu ama sunduğu seks, macera, intikam, ihtiras sizi aldatmasın, zordur” diyor yazar. Kohen, verdiği bir röportajda ise Fi’nin yazılış amacını, ”Çaresizlik ve ihtiyaç. Çaresizlikten doğdu Fi. İzlemek zorunda bırakıldığım adaletsizliği engelleyebilmek için o kadar çaresizdim ki nerdeyse savaşa girecektim ve sonunda savaştığım o iğrenç şeye dönüşüp kesinlikle kaybedecektim, çünkü savaşlar savaşılarak kazanılmıyor, maalesef o kadar kolay değil. Ve ihtiyaçla büyüdü Fi, çünkü yazdıkça bir terapi gibi onardım kendimi.” diye tanımlar.
Yazara göre dünya büyük bir karmaşa içinde. Fakat bu karmaşanın nedeni ne eğitim, ne işsizlik ne de parasızlık. Ona göre annelerin çok büyük bir hatası var. Özellikle çocuklarını aşırı korumacı yetiştiren anneler, çocuklarına kimlik bilinci yüklemeyerek bireyselliğe erken yaşta uyanmalarını engelliyorlar. İşte bu kitap farkındalığını ortaya çıkarmaya çalışan dört ana karakter etrafında şekillenmiş bir eserdir. Kitabın ana karakterlerinden biri Can Manay… Ülkede çok ünlü ve zengin bir psikolog. Televizyonlarda program yapıyor ve özel seanslarında kendine özgü tarzıyla ünlü. Acımasız ve takıntılı bir avcı. İstediği ve açlığını çektiği şeyi elde etme pahasına her şeyini gözden çıkaracak kadar hırslı biri. Beraber olduğu kadınlarla buluşmasında rahatlık sağlayacak bir ev almak ister. Satın almak istediği eve bakarken yan evin bahçesinde dans eden bir kadın görür. Kelimenin tek anlamıyla çarpılır. İşte ondan sonra ‘bu benden de öte bir tutku’ diyerek tanımladığı dansçı Duru’ya aşkı başlar. Onu elde etmek için kendini kaybeder ve tüm kariyerini kaybetmek pahasına Duru’nun peşinden koşar. Fakat önünde çok büyük bir engel vardır. Kendi yeteneği altına ezilen bir müzisyen olsa da gayet karizmatik ve yakışıklı müzisyen Duru’nun sevgilisi Deniz. Bu yeteneğinin altında ezilmemek için kendini esrara veren yetenekli bir müzisyen. Can Manay, Duru’ya yakın olmak için bu evi satın alır. Birkaç kere çiftleri yemeğe davet eder. Duru en sonunda Can Manay’ın kendisine olan ilgisini fark eder, fakat Deniz’e olan aşkı ağır basar. Rahatsız olsa da bu durumdan Deniz’e bahsetmez. Fakat son zamanlarda Deniz’in esrara bu kadar çok bağlanmasından o kadar rahatsız olur ki aşklarında bir çatlaklık oluşur. Duru’ya olan bu ilgisi Can Manay’ı o kadar çok mahveder ki, sırf yakın olmak için projesi Deniz’e ona ait olan konservatuar açma teklifi götürür. Üniversitede hoca olan Deniz bu fikre o kadar çok sevinir ki, kafasında hazır olan projeyi gerçekleştirmek için hemen kolları sıvar. Diğer taraftan Can’ın Duru’ya olan ilgisini hiçbir şekilde fark etmez. Deniz’in bu tavrından Duru çok rahatsız olur. Ve Can Manay hiçbir şekilde Duru’dan vazgeçmez. Kendini kaybetme pahasına peşini bırakmamaya devam edecektir...
Romanın diğer ana karakterlerinden biri de Özge’dir. Köşeye sıkıştırılmış olsa da, potansiyelini kullanarak bu savaşı kazanmaya çalışan bir savaşçıdır. Can Manay’a istemediği bir soru sorulunca piyasada istenmeyen bir gazeteci olmuştur. Yine de yenilmez ve bu basın aleminin en başındaki kişiyle irtibata geçer. İnsanların sahte yüzlerini ortaya çıkaran ‘Darbe’ adında bir magazin dergisi çıkarır. Yine de Özge sansürlenmeye devam edecektir. Asla yenilmez ve savaşına devam eder...
Kitabın en sevilen ve en bilgece konuşmalar yapan dördüncü karakterimiz Bilge’dir. Şansız doğmuştur, fakat yine de hayatta kalmayı başarmıştır. Annesi yoktur. Doğru adında otistik bir abisi vardır. Can Manay’ın psikoloji sınıfından oldukça başarılı bir öğrencidir. Başkalarına ödev yaparak geçinmeye çalışan sıradan bir öğrencidir başlarda. Sonra Can Manay’ın danışmanı olarak yaşamaya devam eder. Ve sonra Can Manay’ın yaşam enerjisi olur. Ama nasıl?
Deniz'in oldukça yetenekli ve tüm yaylı çalgıları çalabilen bir öğrencisi var: Ada... Yeteneğine rağmen oldukça silik bir tip ve deli gibi Deniz'e aşık. Gösterişli biri olmadığından dolayı hiçbir erkek tarafından fark edilmez. Onu sadece tek bir kişi fark eder: Göksel. Oldukça iri yapılı konservatuarda öğrenci bir balet. Şans eseri Ada'nın müziğini dinlediğinde ona hayran kalır ve sapkınlık derecesinde Ada'ya bağımlı olur.
Bu kitap herkes için yazılmadı, der kitap. Farkındalığın ne kadar önemli olduğunu, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, (.............) asıl değerli olanın bizim için önemsizleştirilmeye çalışıldığını fark etmiş ya da fark etmeye hazır herkes için yazıldı, gerisiyse hikaye, der.
İnsanlar, anlaşılması için vardır metaforunu savunan kitabın kalınlığı sizi hiçbir şekilde vazgeçirmesin. Eminim Pi’yi de okuduktan sonra şu kanıya varacağız: Bir birey dahi doğru davranarak dünyayı değiştirebilir. Son olarak söyleyeceğim, kitabı okuyun ve tarafınızı seçin. Sizin için mi yazıldı bu kitap?
Akilah Azra Kohen yada diğer adıyla Azra Sarızeybek Kohen Çi, Fi, Pi üçlemesinin ikinci kitabı olan Fi okurlarına hayatın içinden dört farklı karakterin hikayesini sunuyor.
Fi, gerçek anlamda kusursuz güzellik ile ilgili geometrik ve sayısal bir orana verilen bir isim. Daha sonra güzelliği içeren Mimarlık ve Sanat dallarında da sık sık kullanılmaya başlamış gizemli bir sayıdır. Romanda da sürekli aşkta ve hayatta kendi Fi sayısını arayanlar anlatılıyor.
Canan Manay kafasına taktığı şeyi elde etmek için her şeyi yapmaya hazır biridir. Özge ise kendini sadece köşeye sıkıştığı anlarda, umutsuzluk içinde bulan bir karakterdir. Deniz, mükemmel bir müzisyendir fakat o kendini buna layık görmez ve kariyerinin altında ezilmeye başlar. Bilge ise kaderin gülmediği, hayatta hep şansızlık ile yürümek zorunda kalan bir isimdir.
Fi romanında hayata dair her şeyi bulmak mümkün. Aşklar, aldatmalar, arzular, lanetler, hayal kırıklıkları, zeka oyunları… Kitabın en güzel tarafı da burada ortaya çıkıyor. Akilah Azra Kohen ince zekası ile roman tadında bir kişisel gelişim kitabı sunuyor.
Sevgilerimle,
Mia Luce Purple
Aknilox
Herkese merhaba🙋 Seneler önce ergenlik sivilcelerim için kullanmıştım aknilox ve gayet memnun kalmıştım. Kokusu, yapısı bildiğimiz uhu gibi. Geçen gün yine aldım ve 2 gündür kullanıyorum. Sabah ve akşamüstü aknilox, gece yatmadan yüzümü yıkayıp acnelyse sürüyorum. Acnelysede 2.kürüm. Gayet iyi gidiyor. Sivilce lekelerimi açmaya, yüzümü parlatmaya başladı. Canım acnelyse 😍, eczaneden alınan her türlü krem/jel vs.doktora sorulup kullanılmasından yanayım açıkçası 😊- dermaroller kullanıyorsanız sadece onunla devam edin. Bu sivilceler için zaten, dermaroller bitince kullanın,sivilce lekeleri için olan acnelyse. Onu mutlaka doktor kontrolünde kullanın.
- Aknilox sivilce lekeleri için değil, direk sivilce için. Doktor kontrolünde kullanılması gerekir.
- Yada pirinç suyunu tonik olarak uygulayabilirsiniz. Fakat uzun vadede sonuç verir
- ve son olarak güneş koruyucu kullanırsanız hiçbir problem olmaz 😊
Sevgilerimle,
Mia Luce Purple
Ferritin,B12,D vitamini mutluluğun formulu
Herkese Merhaba 🙋
Bu üçlüye dikkat
Bu yazımda vitaminlerinin öneminden basedeceğim.Ferritin,B12 ve D vitamini ben sürekli yorgun,halsiz keyifsiz biriydim taki kan değerlerimde bu üçüne baktırana kadar gelin hep beraber bu vitaminlerin eksikliklerinde vücudumuzda neler oluyormuş bir bakalım,
Benim ferritinim 8 di yine 4 hafta önce. her gece yatarken şu ilacı içiyorum.
doktor demir depolarının çok zor dolduğunu o yüzden hiç bırakmadan içmem gerektiğini söyledi. demir ilaçları yoğurt cay kahve vs ile alınmıyor. ama C vitamini ile daha iyi emiliyor.
yemek üstüne çay kahve içme yani 2 saat sonra içiyorum
ferrosanol duo denal
Ayrıca d vitaminim 4 hafta önce 20 idi. Doktora gittim. 8 hafta boyunca haftada bir 50.000 unıt lik D vitamini iç dedi. 4 kez içtim. iki katına çıkmış. gayet iyi. 4 hafta daha içeceğim sonra günde 12 damla içeceksin dedi doktor. hedefim 80-100 arası yapmak. Devit-3 damla kullanıyorum
Bu üçlüye dikkat
Bu yazımda vitaminlerinin öneminden basedeceğim.Ferritin,B12 ve D vitamini ben sürekli yorgun,halsiz keyifsiz biriydim taki kan değerlerimde bu üçüne baktırana kadar gelin hep beraber bu vitaminlerin eksikliklerinde vücudumuzda neler oluyormuş bir bakalım,
Benim ferritinim 8 di yine 4 hafta önce. her gece yatarken şu ilacı içiyorum.
doktor demir depolarının çok zor dolduğunu o yüzden hiç bırakmadan içmem gerektiğini söyledi. demir ilaçları yoğurt cay kahve vs ile alınmıyor. ama C vitamini ile daha iyi emiliyor.
yemek üstüne çay kahve içme yani 2 saat sonra içiyorum
ferrosanol duo denal
Ayrıca d vitaminim 4 hafta önce 20 idi. Doktora gittim. 8 hafta boyunca haftada bir 50.000 unıt lik D vitamini iç dedi. 4 kez içtim. iki katına çıkmış. gayet iyi. 4 hafta daha içeceğim sonra günde 12 damla içeceksin dedi doktor. hedefim 80-100 arası yapmak. Devit-3 damla kullanıyorum
Sevgilerimle,Mia Luce Purple
Bakara Suresi-Evde Huzur için Dinleyin
BAKARA SURESİNİN FAZİLETİ
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Kur'ân-ı kerîmi okumaya devam ediniz. Çünkü Kur'ân-ı kerîm, kıyamet günü
okuyucularına şefaatçıolarak gelecektir. Ay gibi parlak ve nûrlu Bakara ve Âl-i
İmrân sûrelerini okumaya devam ediniz. Çünkü bu iki sûre, kıyâmet gününde iki
bulut kümesi veya iki gölgeleyici veya gökyüzünde kanatlarını açmış saf saf iki
alay kuş gibi gelecekler ve kendilerini okuyan kişileri harâretten, ateşten
koruyacaklar, şefaat edeceklerdir.”
“Bakara sûresini okumaya devam ediniz. Çünkü onu belleyip öğrenmek
büyük bir berekettir, onu terketmek yani öğrenmemek ise büyük bir ziyandır.
“Her şeyin bir zirvesi vardır; Kur'ân-ı kerîmin zirvesi de Bakara sûresidir. Bu
sûrenin her âyeti ile ****en melek inmiştir.”
“Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz. Muhakkak ki, içinde Bakara sûresi okunan
evden şeytan kaçar.”
“Kim herhangi bir gecede Bakara sûresini okursa, o sayede kendisine
Cennette tâc giydirilir.”
(Allahü teâlânın İsm-i a'zamı şu iki âyettir. Bakara sûresi 163. âyeti ile Âl-i
İmrân sûresinin başıdır.)
“Her kim Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini gündüzleri okursa akşama kadar
münâfıklıktan berî olur. Her kim bu sûrelerin her ikisini geceleri okursa, sabaha
kadar münâfıklıktan beri olur.”
Hazret-i Ömer buyurdu ki:
“Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini geceleri okuyan kimseye, bütün gece ibâdetle
meşgul olmuş gibi sevab verilir.”
Abdullah ibni Mes'ûd, buyurdu ki:
“Evde, Bakara sûresinin başından beş âyet okunduğu gece, şeytan o eve
giremez.”
Seyyid Alizâde buyurdu ki:
“Hatim indirirken, Felak, Nâs sûrelerini okuduktan sonra, hemen Fâtiha ve
Bakara sûresinin başından beş âyet okumak çok sevâbdır
“Kur'ân-ı kerîmi okumaya devam ediniz. Çünkü Kur'ân-ı kerîm, kıyamet günü
okuyucularına şefaatçıolarak gelecektir. Ay gibi parlak ve nûrlu Bakara ve Âl-i
İmrân sûrelerini okumaya devam ediniz. Çünkü bu iki sûre, kıyâmet gününde iki
bulut kümesi veya iki gölgeleyici veya gökyüzünde kanatlarını açmış saf saf iki
alay kuş gibi gelecekler ve kendilerini okuyan kişileri harâretten, ateşten
koruyacaklar, şefaat edeceklerdir.”
“Bakara sûresini okumaya devam ediniz. Çünkü onu belleyip öğrenmek
büyük bir berekettir, onu terketmek yani öğrenmemek ise büyük bir ziyandır.
“Her şeyin bir zirvesi vardır; Kur'ân-ı kerîmin zirvesi de Bakara sûresidir. Bu
sûrenin her âyeti ile ****en melek inmiştir.”
“Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz. Muhakkak ki, içinde Bakara sûresi okunan
evden şeytan kaçar.”
“Kim herhangi bir gecede Bakara sûresini okursa, o sayede kendisine
Cennette tâc giydirilir.”
(Allahü teâlânın İsm-i a'zamı şu iki âyettir. Bakara sûresi 163. âyeti ile Âl-i
İmrân sûresinin başıdır.)
“Her kim Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini gündüzleri okursa akşama kadar
münâfıklıktan berî olur. Her kim bu sûrelerin her ikisini geceleri okursa, sabaha
kadar münâfıklıktan beri olur.”
Hazret-i Ömer buyurdu ki:
“Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini geceleri okuyan kimseye, bütün gece ibâdetle
meşgul olmuş gibi sevab verilir.”
Abdullah ibni Mes'ûd, buyurdu ki:
“Evde, Bakara sûresinin başından beş âyet okunduğu gece, şeytan o eve
giremez.”
Seyyid Alizâde buyurdu ki:
“Hatim indirirken, Felak, Nâs sûrelerini okuduktan sonra, hemen Fâtiha ve
Bakara sûresinin başından beş âyet okumak çok sevâbdır
"RABBİŞRAHLİ SADRRİİ VE YESSİR Lİİ EMRİİ VAHLÜL UKDETEN MİN LİSANİ YEFKAHÜÜ KAVLİ" Bu ayeti kerime ker gün okunmaya devam edilirse, kalp sıkıntısı ve kekemelik gider ...
Bakara Suresi Kabe imamı Şeyh Mahir al-Mu'ayqali tık tık
Sevgilerimle,
Mia Luce Purple
sivilce derdine son,çay ağacı yağı
Benim minik mucizem😍 Çay ağacı yağını cok seviyorum çünkü sivilce problemini çok ucuza ve en etkili şekilde bitiriyor.
Çay ağacı yağının etkisini keşfeden birçok cilt bakım markaları artık ürünlerinin içinde bu yağı kullanıyor.
Antiseptiktir. Akne, sivilce, saç kepeklenmesinde çok işe yarıyor.
Gece yüzünüzü yıkayıp, sivilcenize 1 damla sürün. Sabaha kadar sivilcenizin sönmeye başladığını görürsünüz.
Kepekler için; şampuaniniza 2 çay kaşığı katıp karıştırın.
Saçlarınızı geriye doğru atıp yıkayın. Hafif bir yanma yapabilir⚠ Ilk defa kullanacaksanız,
cildinizin küçük bir yerinde deneyin.
Kızarma kaşınma olursa kullanmayın. Güvendiğiniz bir aktardan almanızı tavsiye ederim çünkü sahteleri de var. 🙋
-
Sevgilerimle,
Mia Luce Purple
denebunu tık tık gelsin bedava ürünler
Herkese merhaba🙋
Size geçen ay keşfettiğim bir siteden bahsedeceğim.
DENEBUNU Öncelikle siteye girip bir profil oluşturuyorsunuz sonra aktivasyon maili geliyor ve kayıt işleminiz tamamlanıyor.
Her ayın ilk haftası denemeniz için sizin oluşturduğunuz profile uygun ürün gönderiyorlar.
Tamamen ücretsiz, kargo ücreti dahi ödemiyorsunuz.
Tek yapmanız gereken ürünü kullanıp yorum yapmak. Bu hafta kullanıp yorumumu yapicam ben de.
Ben çok sevdim, bakalım bu ayki kutudan neler çıkacak 😊
Sevgilerimle,
Mia Luce Purple
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)