Merhaba,gününüz güzel geçsin,
bir yudum kitaptan bahsetmek istiyorum.Her gün küçük okuma mailleri ile beni mutlu eden bazen durup düşünmememi sağlayan bunca koşuşturmaca telaşta kitap okumaya fırsat bulamayan metropol insanının kurtarıcısı içinize küçük bir yolculuk yapmak isterseniz
biryudumkitap 'a bilgilerinizi bırakabilirsiniz sizi her sabah başka bir rüzgarla selamlayacaklarına emin olabilirsiniz. 5 dakikalık pasajlarla günü başlamak isteyen ? Aynı zamanda bu pasajları sevdiklerinizle paylaşabiliyorsunuz
Bugün bana gelen maili paylaşmak istiyorum sizinle,gelin hep beraber okuyalım..
İnsan;
sıradanlıktan, "ötekiler"den, bunalmaktan ve saireden yakınır da,
hiçbir şeycik yapmaz. Anthony Burgess,
"Pencereyi açın da içeri temiz
hava girsin, taze fikirler girsin, yeni bir hayat tarzı girsin." der. Bu
sabah, şu kokuşmuş dünyanın penceresini açıverin sevgili okur. Açıverin
de güzellik dolsun içeriye. Var olun.
"Lütfen, bir şeyler yapmalıyım.
Çizmelerini temizleyeyim mi? Bak, diz çöküp yalayacağım.” Böylece ister
inanın ister kıçımı öpün, diz çöküp kırmızı dilimi iki karış dışarı
çıkartarak, o pis, iğrenç çizmeleri yaladım. Ama bu lavuk, ağzımı çok
sert tekmelememekle yetindi o kadar. Bunun üzerine o şerefsiz piç
kurusunu ayak bileklerinden sımsıkı tutup da yere düşürsem, çok hasta
olup sancılanmam herhalde, diye düşündüm. Bunu yapınca lavuk çok şaşırdı
ve namussuz seyircilerin kahkahaları eşliğinde güm diye yere
kapaklandı. Ama onu yerde dikizleyince her tarafıma o korkunç hissin
yayıldığını hissettim, bu yüzden hemen elimi uzatıp kalkmasına yardım
ettim. Sonra lavuk tam suratıma cidden sert bir zumzuk çakacakken Dr.
Brodsky dedi ki:
“Tamam, bu kadarı yeter.”
Sonra bu adi lavuk, artist filan gibi eğilip selam vererek, dans ede ede
giderken ışıklar yandı ve kırpışan gözlerimle uluyan ağzım aydınlandı.
Dr. Brodsky seyircilere dedi ki: “Gördüğünüz gibi deneğimiz paradoksal
bir şekilde kötülüğe zorlanırken iyiliğe zorlanıyor. Şiddet uygulama
niyetine, yoğun fiziksel rahatsızlık hisleri eşlik ediyor. Denek bunları
savuşturabilmek için tamamen zıt bir tavrı benimsemek zorunda kalıyor.
Sorusu olan?”
“Seçme şansı,” diye gürledi
kalın boğuk bir ses. Kodes papazından geldiğini dikizledim. “ Aslında
seçme şansı yok,
değil mi? Kendisini öyle iğrenç
bir şekilde küçük düşürmesine yol açan şey, kendi çıkarlarını düşünmesi,
fiziksel acıdan korkması. Hiç samimi olmadığı çok barizdi. Evet, artık
bir kabahat işlemiyor. Ama ahlaki seçimler yapabilecek bir varlık
olmaktan çıktı.”
“Bunlar ayrıntı,” dedi Dr.
Brodsky gülümseyerek filan. “Bizler güdülerle, yüksek etikle
ilgilenmiyoruz. Biz sadece
suç oranını düşürmekle ilgileniyoruz..."
“Bir de.” diye araya girdi,
bu şık azman Bakan, “tıka basa dolmuş olan hapishanelerimizi
rahatlatmakla.”
“Dirile dinle." dedi birisi.
Sonra millet hep bir ağızdan
konuşup tartışmaya başladı ve ben ayakta öylece kalakaldım kardeşlerim,
bu denyo piç
kurularından hiçbiri benimle ilgilenmiyordu, o yüzden cıyakladım:
“Ben, ben, ben. Peki ya ben
ne olacağım? Bana ne zaman geleceksiniz? Yoksa sadece bir hayvan veya
köpek filan mıyım?" Bunun üzerine bağıra çağıra bana laf atmaya
başladılar. O zaman sesimi iyice yükseltip cıyakladım: “Sırf bir
otomatik portakal gibi mi olayım yani?" Bunu neden dedim bilmiyordum
kardeşlerim, aklıma durup dururken filan gelivermişti. Nedense hepsi
bunu duyunca bir iki dakika sustular. Sonra çok zayıf, moruk, profesör
tipli bir lavuk ayağa kalktı, boynunda, kafasından gövdesine elektrik
taşıyan kablolar filan vardı sanki, dedi ki:
“Şikâyet etmene gerek yok
evlat. Seçimini yaptın ve bütün bunlar seçiminin sonucu. Artık ne
olacaksa hepsini sen seçtin.” Bunun üzerine, kodes papazı cıyakladı:
“Ah keşke buna inanabilsem.”
Müdür ona, kodesin din dünyasında sandığı kadar yükselemeyeceğini
söylercesine ters ters baktı. Sonra yine bağıra çağıra tartışmalar
başladı ve sevgi sözcüğünün söylenip durduğunu işitebiliyordum, kodes
papazı diğerlerinden hiç aşağı kalmayıp
Mükemmel Sevgi Korkuyu Kovar
gibisinden bok püsür laflar
ediyordu cıyak cıyak. Sonra Dr. Brodsky, pişmiş kelle gibi sırıtarak
dedi ki:
“Beyler; bu Sevgi meselesine
değinilmesine sevindim. Şimdi ortaçağlarda öldüğünü sandığımız bir sevgi
tarzına tanık olacağız.”
Sevgilerimle,
Mia Luce Purple
|
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder